Önce Substack’de yayınladığım bu anımı okuyamayanlar için tekrar kaleme alıyorum, ufak tefek hataları gidererek biraz da lezzet katarak.
Bir tanesinin yazısını aldık dergiye. Dergi baskıdan çıktı, satışa girdi. Akşam saatlerinde yazısını aldığımız X. Bey’ den bir mail geldi. O sıra ramazan ayındaydık. İftarı açmış, çocuklar akşam yemeğinden sonra tatlılarını yemiş, aldığı enerjiyle biri amuda kalkmaya çalışıyor öteki düz duvara tırmanmaya uğraşıyor, ben de mutfağı toparla çocukların peşinde koştur derken bir yandan elimde telefon, gelen maili okumaya çalışıyordum.
Maili açtım. Genellikle yazısı çıkan yazarlardan gelen teşekkür mailleri olurdu gelenler. Bu sefer farklı bir cümle kalıbıyla yazılmış metni görünce, şaşırdım. Tekrar okudum yazılanları.
X. Bey, ona dergi göndermemizi söyleyen bir mail yollamıştı. Derin bir nefes aldım ve yazdım; ona ne yazık ki bunun mümkün olmadığını, zar zor ayakta duran yeni bir dergi olduğumuzu bu sebeple satın alarak sürdürülebilirliğimize destek olmasını rica ettim.
Aradan çok geçmedi, beş dakika sonra ikinci maili geldi. Yalnız bu sefer saldırgan bir dil kullandı, -siz ile başlayan konuşma, -sen diline dönüştü. Kendisi, çok fazla dergiye yazı gönderdiğini, bütün dergileri alacak hâli olmadığını, yazısı için telif istemediğini ancak karşılığında derhal dergi göndermemizi emreden bir mail atmıştı.
Elimde telefon, donup kaldım. Evin gürültüsünden uzaklaşıp, soğukkanlı davranabilmek için kendimi boş odalardan birine attım. Ya bu adamı çiğ çiğ yiyecektim ya da sinirlerime hâkim olup kibarca başımdan savacaktım. İkincisini seçtim; dergi gönderememe sebebini kibarca anlattım. Dergide çok sayıda yazar olduğunu, eğer ona gönderirsem diğerlerine haksızlık olacağını ve onlara da dergi göndermem gerektiğini söyledim. Herkese dergi gönderirsem ayakta duramayacağımı da ekledim. Buna rağmen X. Bey, hakaretlere varan ithamlarla dergi istemeye devam etti. Benim de sabrım bir yere kadardı. Ben de ona gereken cevapları –siz dilini bırakmadan kibarca ama sert bir dille anlattım.
O sırada sinirden tansiyonum çıktı. Odaya girip hâlimi gören meraklı eşimi: “Sonra anlatırım, bir dur, sonra… sonra…” diyerek kovaladım.
X.Bey’le atışmaya başladık. O bana, ben ona derken baktım bu adamla baş edemeyeceğim: “Derginin genel yayın yönetmeni Gamze Demirezen, lütfen sorununuzu ona iletin ve artık daha fazla mail atarak bizi taciz etmeyin” dedim.
Odanın camını açtım, temiz havayı içime çekip sakinleşmeye çalışırken X. Bey, kişisel Instagram hesabımdan bana bir mesaj attı. Oldukça kibar, “merhaba, nasılsınız” ile başlayan dergideki maillerle ilgilenen kişiyi şikâyet eden bir mesajdı. Elbette daha da abartarak ve sanki o değil de ben ona hakaret etmişim gibi olayları çarpıtarak anlattı. Ben de sakince durumu izah ettim; neden dergi gönderemediğimizi. Ona mail atan kişinin de ayıp ettiğini ve onu uyaracağımı hatta gerekirse işine son vereceğimi söyledim. Bu konuşmanın sonunda X. Bey 5 adet dergi satın aldı. Bende kendi kendime bayağı güldüm.
Elbette, şu an başıma böyle bir şey gelse bu şekilde mi davranırdım, asla! O zamanlar dergi çok yeniydi, ben yeni yeni tecrübe kazanıyordum. Etrafımda sadece edebiyatla ilgilenen, “edepli” insanlar olduğunu sanıyordum. 4.yılın sonunda muhteşem insanlar tanıdım ancak bu sektörün nasıl ticarethaneye dönüştüğünü, edeplilerin yanında edepsizlerinde olabileceğini, egoları tarafından ele geçirilen, bencil yazarların ve şairlerin de olduğunu gördüm. Şimdiki aklım olsa o maile cevap bile vermezdim.
2 yorum
Cafer tayyar taşyürek · Kasım 2, 2024 3:42 pm tarihinde
Maalesef yayın dünyasını bilmeyen, ömründe dergicilik yapmamış, dergi çıkaran arkadaşı bile olmamış olabilir. Ama karşısındakine insan olarak nasıl davrandığının farkına varmayan mevki ve makama göre konuşan insanlar…. Neredesin ey medeniyet
Gamze Kaya Uz · Kasım 2, 2024 4:07 pm tarihinde
Merhaba Gamze Hanım, oldukça meşakkatli bir işle uğraşıyorsunuz.Emek emek hazırlanan dergileriniz oldukça kalabalık bir mecrada kendi yerini oluşturmuş.Her tipten insanla karşılaşmanız çok doğal.İnsan 40 yaşına gelince büyük bir aydınlanma yaşıyor.Hak etmeyecek kişilerle kavga ederek enerjinizi sömürmelerine izin vermeme kararı almanıza sevindim.Olgunlaşma yolunda emin adımlarla ilerlerken yolunuz açık olsun.İnsana rast gelesiniz.Sevgiler…